Bize Ulaşın MÜŞTERİ HİZMETLERİ : 0545 724 5 724
TAKİP ET : Facebook Sayfamız Twitter Sayfamız Instagram Sayfamız Youtube Sayfamız Google+ Sayfamız
Menu

Hukuk Köşesi

Sigorta Hukukuna Dair Herşey..

Ex gratia ödeme / Lütuf- hatır ödemesi

Sigorta sözleşmeleri; sigortacı ve sigorta edilen tarafından, sigorta poliçesi genel ve özel şartlarında yer alan teminat kapsamı dahilinde olan rizikolar sonucunda sigortalının yada sigortalının fiili sebebiyle zarara uğrayan üçüncü kişilerin zararlarının sigortacı tarafından tazmini gayesi ile düzenlenir. Sigorta poliçesinde tarafların önemle dikkate alması gereken husus ise, teminat dahili ve harici olan rizikoların doğru anlaşılması ve yorumlanmasıdır.Zira sigorta şirketi için asıl olan poliçede yer alan teminat kapsamı dâhilinde ki hasarları ödemektir. Tabii ki sigortalı taraf için de hangi tür rizikoların teminat dışında kaldığının ve sigortanın kendisini hangi koşullarda teminat şemsiyesi altına alacağının bilinmesi önem arz eder.Örneğin;Emtia Nakliyat Sigorta Poliçelerinde asıl olan, sigortalı mal sahibinin zararlarının teminat altına alınması olmakla birlikte -aksine bir hüküm yoksa- hatalı ambalaj, istiflemeden doğan zararlar teminat dışındadır. Dolayısıyla sigortanın, nakliyat sigortası kapsamında hatalı yüklemeden mütevellit mal hasarını ödemesi teminat kapsamında mümkün değildir. Düzenleme bu şekilde olmakla birlikte, uygulamada/ ticari hayatta sigorta şirketleri bu tür teminat dışı hasarları da ödeyebilmektedirler. İşte sigorta şirketinin, sigorta genel/ özel şartlarında yer alan teminat harici rizikolar neticesinde meydana gelen zararı tazmin etmesi hali ; poliçe kapsamında bir ödeme olarak kabul edilemeyecektir. Dolayısıyla sigorta şirketinin halefiyete bağlı 3. Kişilere rücu davası açma hakkının ilk koşulu yani poliçe kapsamında ödeme yapma yükümlülüğü gerçekleşmediğinden, halefiyete bağlı 3. Kişilere karşı talep hakkı ortadan kalkmış olacaktır. İşte sigorta poliçesinde teminat dışı rizikolara dayalı hasar ödemeleri Yüksek Mahkeme kararlarında da yer aldığı üzere ex gratia / hatır / lütuf ödemesi olarak nitelendirilmekte ve sigorta şirketinin, sigortalısına yaptığı ödemeler için, zarar veren 3. Kişilere halefiyete bağlı rücu hakkını ortadan kaldırmaktadır. Peki, bu halde sigorta şirketi teminat vermediği biz hasarı neden tazmin eder?Uygulamada görülmektedir ki ; -sigortalının sigorta şirketine karşı sadakati, yani uzun süreden beri sigortalısı olması ya da sigorta şirketinin pek çok ürününü satın alıyor olması, - Hasarın oluş şekline göre , sigortalının hasarın oluşmasında sübjektif kusurunun fazla olmaması gibi sebeplerle teminat altında olmayan hasarların da ödendiği görülmektedir. Zira Sigortacının, sigortalısının halefi olmasının ilk şartı; sigorta teminatı dâhilinde bir riziko sonucu gerçekleşen hasarın ödenmesi, ikinci şartı ise sigortacının sözleşmeye uygun ödeme yaptığı sigortalısının, 3. Kişilere tazminat talep hakkına sahip olmasıdır. Yüksek Mahkemenin; "teminat dışında kalan sebeplere dayalı ödemelerde sigorta şirketinin 3. Kişilere rücu hakkına dayalı dava açamayacağını, bu durumda mahkemenin poliçe hükümlerine göre yapılan ödemenin ex gratia/lütuf/ hatır ödemesi olup olmadığını araştırması gerekeceği, eğer ki ex gratia ödeme olduğunun tespit edilmesi halinde halefiyete bağlı talebin reddi gerekeceği " yönlü içtihatları mevcuttur.Bu durumda denilebilir ki ;Sigortacı, sigortalısına ödeme yaparken poliçedeki teminat kapsamı ve harici halleri doğru değerlendirmelidir. Aksi halde halefiyete bağlı rücu hakkı ortadan kalkacaktır. Kendisini sigorta poliçesi ile teminat altına alan sigortalı için en önemli konu; bir riziko vukuunda zararlarının azami şartlarda karşılanması isteği olmakla birlikte, teminat şartları özel koşullarla genişletilmeyen bir poliçe ile bunun sağlanması sigortacı için maddi olarak karşılanamayacak kadar büyük bir külfet oluşturacaktır. Bu nedenle de faaliyet alanı gereği, sigortalıların riziko alanları ve ihtimallerini belirlemesi ve prim/teminat kapsamı dengesi gözetilerek sigorta sözleşmeleri yapmaları gerekmektedir.
Eklenme Tarihi : 28.04.2024 03:20

Teminatınız Eksik Kalmasın

Sigorta poliçesi ile "sigortalanan"da ( araç, ev, işyeri, depo, vs..) oluşabilecek hasar/zararlar teminat altına alınmaktadır. Hasar halinde, gerçek zararın tam olarak sigortadan karşılanabilmesi için teminat altına alınan sigorta bedelinin doğru olması çok önemlidir.Zaman zaman sigorta primini daha az ödemek için sigortalananın değerinin gerçek değere göre daha düşük olarak gösterildiğinize rastlanmaktadır. Bu hatalı bildirimin olumsuz neticelerine kısaca değinirsek, özellikle kısmi hasara ilişkin tazminat hesaplanmasında proporsiyon ilkesi çerçevesinde hesaplama yapılmaktadır. Bu bağlamda sigorta ettirilen menfaatin kısmi hasarlanması halinde, sigortaca ödenecek tazminat miktarı, sigorta bedelinin sigortalı malın gerçek değerinin tamamına olan nispetine göre tayin olunacaktır.Bu hususu bir örnekle açıklamak gerekirse; 200.000-TL değerinde bir binanız var , ancak siz binanızı deprem ve yangın teminatları 100.000-TL olan bir poliçe ile sigortaladınız. Binada yangın çıktı ve hasarınız 100.000-TL. İlk bakışta poliçe limitleri dahilinde olduğu için zararın tamamının tazmin edileceği düşündürebilir, ancak doğrudeğildir. Sigorta edilen binanın gerçek değeri 200.000-TL iken siz bu tutarın yarısı kadar için poliçe yaptırdığınız için kısmi hasar halinde alabileceğiniz hasar tazminatı da gerçek zararın yarısı kadar olacaktır. Bu kuralın kısmi hasarlarda uygulandığını da vurgulamak isterim. Zira aynı örnekten yola çıkarak; sigortalı binanızın deprem hasarı ile tam zayii olması halinde poliçenizdeki ( eksik değer bildiriminize rağmen) sigorta değerin tamamını (muafiyet ve istisnalar hariç) tazmin edebilirsiniz ki, bu durumda da binanızın gerçek değerine bakıldığında 100.000-TL zarardasınız.Verilen örnekten de anlaşılacağı üzere sigorta teminatına konu ettiğiniz her ne ise, bunun gerçek değeri üzerinden sigortalanması hasar halinde gerçek ve tam tazminat almanızı sağlayacaktır.
Eklenme Tarihi : 28.04.2024 03:20

Kaza sonrasında zararları önleme ve azaltmaya yarayacak önlemleri alma yükümlüğü

Bir kaza sonrasında sigortalının alması gereken bir önlem var mıdır ?Sigorta poliçesini tür ve kapsamına göre değişiklikler gösterebilmekle birlikte ; ana prensip sigortalının kaza anında/yaptığında ortaya çıkabilecek zararları mümkün olduğunca önlemeye ve azaltmaya yaracak önlemleri alma sorumluluğundadır.Bu sorumluluğun sınırı ne olmalıdır ?Basitçe cevaplarsak ; kaza yapanın sigortası olmasaydı zararı önlemek ve azalmak için ne yapacaktıysa onu yapmalıdır. Örneğin kış mevsiminde küçük bir trafik kazası sonucu aracın camı kırıldı. Burada sigortalın cam kırılması hasarı poliçe şartları dahilinde ödenecektir. Ancak , kırılan camdan aracın içinde dolan yağmur/kar suyu sebebiyle aracın içinde ki hasar görmemiş kısımların da ıslanma hasarına uğraması pek muhtemeldir. Bu halde sigortalı, aracın içine su girmesi önleyecek bir örtü ile aracını korumaya alması makul, mantıklı ve gerekli bir tedbirdir. Bu önlemin alınmamış olması nedeniyle artan zararların (poliçe hükümlerinde aksine bir hüküm yoksa) sigorta poliçesi dâhilinde karşılanmasını beklemek hakkaniyetli olmayacaktır.Yukarıda verilen örnek basit olmakla birlikte , bazen neticeleri ağır olabilmektedir. Farzedelim ki kazayı yapan, taşımacılık faaliyeti gösteren bir şirketin kamyonu. Kaza anında aracın brandası yırtıldı ancak taşınmakta olan yüke zara gelmedi ya da çok az bir kısmı hasarlandı. Fakat aracın üstünü örterek taşınan malların ıslanmasını önleyebilmek kolay ve mümkün iken, bunu yapmayarak malların tamamı kullanılmaz hale geldiğinde "benim sigortam var, ödesin" diyebilecek misiniz.Sigortalının zarara azaltmaya yönelik aldığı önlemlere ilişkin giderlerin prensip olarak sigorta şirketleri tarafından karşılandığı da dikkate alınırsa sigortalının zararı önleme, azalma yükümlülüğünün sigortalıya ağır bir külfet oluşturmayacağı aşikardır.Kurumsal sigortalılar açısından işin diğer bir yönü de, ödenen prim / hasar dengesinin iyi olması, yenilenen poliçelerdeki prim tutarlarının makul sevide kalmasını sağlayacak, sigortalının maliyetlerinin fahiş artmasına mani olacaktır.Açıklananlar çerçevesinde ; zararı önleme ve azaltma bilinciyle hareket etmesi gereken sigortalı, bu sorumluluk kapsamında personeli eğitmeli , sigorta şirketi ya da acentesiyle hızlı ve etkin olarak iletişime geçmeli, gerektiğinde sigorta şirketin talimatını alarak hareket etmelidir.
Eklenme Tarihi : 28.04.2024 03:20
Bize Ulaşın Bize Ulaşın

Müşteri Hizmetlerimiz 7/24 Sizinle

yada formumuzu doldurun biz sizi arayalım

FORMU GÖNDER

FIRSATLARDAN HABERDAR OLUN

SOSYAL AĞLARIMIZ

Facebook Sayfamız Twitter Sayfamız Instagram Sayfamız Youtube Sayfamız Google+ Sayfamız
Copyright 2016 SER-AY SİGORTA ARACILIK HİZ. LTD. ŞTİ. Tüm hakları saklıdır.